Deliasik.net Asik boncugun web sayfasi CANIM AŞKIM BİTANEM SOZLUM SENI COK SEVIYORUMMMM......
Sık Kullanılanlara Ekle
Giriş Sayfası Yap.
Tatlı tuzlu aşkım benim şekerli ballı aşkım benim yerim seni ben
GÜL MASALI
Bir zamanlar
uzak diyarlarda küçük bir kasabada dürüst ve çalışkan bir genç
yaşarmış. Tüm gün ustasından öğrendiği gibi
demir döver kasabanın tüm ihtiyaçlarını giderirmiş.
Sutean adındaki bu genç adam herkes tarafından sevilen sayılan
biriymiş.Bir gün dükkanına eski bir tencereyi tamir ettirmek isteyen
hizmetçisi ile birlikte Rosa adında çok çok güzel bir kız gelmiş..
Sutean görür görmez bu kıza aşık olmuş, ama kız ona
fazla yüz vermemiş. Tencereyi bırakıp dükkandan çıkmış.
Güzel kızın ayrılması ile birlikte sanki dükkandaki ateş
sönmüş; demirci Sutean'in kalbini buz gibi bir şey kaplamış.
Güzel kızın kalbini kazanabilmek için bir çare aramaya başlamış.
Ocağının başına oturmuş düşünürken bir parça
demir almış ve onu şekillendirmeye başlamış. Çalıştıkça
çalışmış ve ortaya çıkan şey şimdiye kadar
yaptığı hiçbir şeye benzememiş. Eşi benzeri görülmemiş
bir çiçek yapmış demirden... İncecik yaprakları birbiri
etrafında kapanan dünyanın en güzel çiçeğini... Sabah
tencereyi almaya sadece hizmetçi kız gelmiş. Demirci Sutean üzülse
de güzel kızı göremediği için tüm umudunu çiçeğine yüklemiş
ve aşkının elçisi olarak göndermiş hizmetçiyle...güzel kız
çiçeği görünce büyülenmiş, kalbi yumuşamış ve
Sutean'in aşkına karşılık vermiş... Sutean güzeller
güzeli kız ile evlenmek için kızın babasından izin almak
üzere yaşadıkları şatoya gitmiş.
Güzel kızın babası bir büyücüymüş, ve kızının
sıradan bir adama, bir demirciye aşık olmasına çok öfkelenmiş.
Bu ilişkiye hemen bir son vermeye yemin etmiş. Hemen orada Sutean'i öldürecek
bir lanet okumaya başlamış ki, kızı dizlerine kapanıp
onu engellemiş.bunun üzerine büyücü kurnazlığa başvurmuş;
Sutean eğer sabaha dek şatonun etrafını demir bir çit ile
çevirirse kızı ile evlenmesine izin verecek eğer başaramazsa
güneş doğarken Sutean taşa dönecekmiş. Eğer
korkuyorsa bir daha dönmemek üzere şatoyu terk edebileceğini söylemiş
demirciye.. Demirci korkup da sevdiğini terk edebilecek biri değilmiş.
Hemen işe başlamış, durup dinlenmeden çubuklar, teller hazırlayıp
onları diziyormuş. Sabaha karşı büyücü demircinin çiti
yetiştireceğini anlamış, ve onu engellemek için aklına
bir kurnazlık daha gelmiş... Kızının kılığına
bürünmüş ve şarkı söylemeye başlamış. Şarkı
öyle derin öyle güzelmiş ki... demirci çekicini bırakıp
dinlemeye başlamış...Büyücü güneş doğana dek söylemiş.
Güneş ışıkları penceresine vurduğunda güzel kız
uyanmış, hemen pencereye koşmuş; çitin yarısı
duruyormuş... demirciyi uyarıp güneş
ışığından kaçırmak istemiş, ama geç kalmış..
Gün ışığı üzerine değer değmez genç adam
taşa dönüşmüş...büyücü neredeyse mutluluktan uçmak üzereymiş.
Babasının oynadığı oyunu gören kız çok üzülmüş,
ve elinde demircinin hediyesi olan demir çiçek ile taşa dönüşmüş
olan sevgilisinin yanına koşmuş. Ağlamış, ağlamış,
ağlamış... göz yaşları taşı eritememiş,
ama demirden çiçeği canlandırmış. Gözyaşları
ile beslenen çiçek büyümüş, serpilmiş, tüm şatonun etrafını
çevrelemiş. Demircinin tamamlayamadığı çiti çiçeği
tamamlamış. Bu güzel çiçeği görüp beğenenler alıp
başka yerlere de ekmişler ve böylece tüm dünyaya yayılmış.
Güzeller güzeli Rosa'nin (Gül) anısına her yerde onun adı ile
anılır olmuş.
.